Home Arşiv Sosyalist Gazetesi; 8 Aralık 1970 Yıl. 1 Sayı.1

Sosyalist Gazetesi; 8 Aralık 1970 Yıl. 1 Sayı.1

by @admin
0 comment

 

 

İşsizlik ve Pahalılıkla Savaş Derneği

tarafından yayınlanan bildiri:

 

Sevgili Saygıdeğer İşçi Kardeşlerimiz,

İşçilerin emeği ile yarattıkları şeyler ve hizmetler olmasa Türkiye bir saat bile yaşayamaz. Her şeyi iş­çiler yapar, keyfini başkaları sürer. İşçiler olmasa fab­rikalar, mağazalar kapanır; otobüsler, trenler, uçak­lar tıkanır; ışıklar, sular, elektrikler kesilir; şehirler ölür. Köylüler çalışmasa köyler ölür. Keyif sürenler ol­masa hiç bir şey eksilmez, tersine, çalışanların sırtın­dan çeki taşları düşer, halk rahatlar.

Öyle iken, yıllar yılıdır üç buçuk milyonluk işçi sı­nıfı yok sayılıyordu. Bir avuç yerli, yabancı şirketin bir kaç bin kişilik soyguncu hissedarları, yurdun her yerini kaplamış görünüyordu. Çünkü İşçilerin yüzünü gün ışığında çoluk çocukları bile göremiyordu. İşçiler sabah namazından yatsıya kadar, karanlık işyerlerinin cehennemine kapatılıp, karıncalar gibi yeraltında çalıştırılıyorlardı. İşçi sırtına bağdaş oturan sömürücü­lerin çalımlarından geçilmiyordu. İşçi Sınıfımızın kendisi bile kendisinin ne büyük kuvvet olduğunu anlaya­mıyordu.

       16 Haziran 1970 günü, Türkiye İşçi Sınıfı Ordusu­nun İstanbul’daki ufak bir bölüğü hafifçe kımıldayıp azıcık gün ışığına çıktı. Rahatları kaçan Baylarımız ve Efendilerimiz, Azrâili görmüşçesine paniğe kapıldılar. Tepesi üstü yıkılma korkusu ile Orduyu, İşçi Sınıfımı­za karşı çarpıştırmak istediler. Patronların satılık adamlarına, gizli gizli yaptırmadık kötü işler bırakma­dılar. Ortalığı yaktırıp yıktırarak, insanları öldürttüler, yaralattılar. Sonra hiç utanmadan, kendi haydutça kö­tü işlerinin suçunu da masum İşçi Sınıfımıza yükletmek için Sıkıyönetim icat ettiler.

Halkımızı sömürenler, hem suçlu, hem güçlü idiler. Taksim’in Kanlı Pazarındaki yaptıkları gibi, işçileri öldürterek o fırsattan yararlanacaklardı. Perde altında hazırladıkları Anayasaya aykırı bir sıra baskı kanun­larını ve ekonomik sömürü işlemlerini, yangından mal kaçırırcasına, ardarda uyguladılar. Vergi, Fiyat, Para. Gümrük «ayarlaması» dedikleri çapulculuklarını baş­ka türlü millete yutturamazlardı.

Bir yanda yem borusu çalarak Subay ve Memur­ların maaşlarında sözde zam yaptılar; ötede İşçi ve Köylüler gibi Subay ve Memurların da ceplerindeki 100 kuruşun 66 kuruşunu önceden aşırdılar. Bu açık hırsız­lığa alafranga «devâlüasyon» dediler. Bir yanda «Ana­yasa», «İnsan Hakları» nutukları attılar. Ötede İşçi avı­na çıktılar. Binlerce çalışanı tutuklayıp en ağır dere­beyi işkenceleriyle doğduklarına pişman etmeye çalış­tılar. Bu açık canavarlığa alafranga «Demokrasi» adını taktılar.

16 Haziran olayları bir kez daha iki şeyi göze ba­tırdı:

1 İşveren Demokrasisi: kimi açık, kimi gizli, süngü, top, tank, uçak zılgıdına dayanan Sıkıyönetimden başka hiç bir şey değildir.

2) İşçi Sınıfımızdan başka hak arayıcı, halk öncüsü yoktur.. İşçi sınıfına vurulan her yumruk, Türkiye çalışkan halkının gözünü patlatır.

Onun için Türkiye halkını kurtarmak görevi, İşçi Sınıfına düşüyor. 

Yaşasın bütün Türkiye fakir çalışkanlarının öncüsü İşçi Sınıfı!

Yaşasın Türkiye İşçi Sınıfının bilinçli Siyaset ve Sendika Örgütleri!             

 

İ.P.S.D. Merkez İcra Kurulu

*****************************************************************************************

 

You may also like

Tarihçe

ipsd
Gerekçemiz aynı gerekçedir. 1968 yılında kurulan İPSD’nin bugün de gerçekliğini korumaktadır.

Basın Açıklamaları

Son Haberler

@2024 – Tüm hakları saklıdır.