İPSD Kongre raporu
-III-
Pahalılık
Büyük emlak sahipleri oturdukları yerde şehir genişlemesinde ve bayındırlığında, taş atıp kolları yorulmaksızın, havadan milyonlar toplayacaklar.
Gene aynı vurgun mekanizması, bir yandan köylünün ürünlerini yok pahasına alacak. Onu şehir çalışkanlarına ateş pahasıyla sattıracak. Örneğin fasulyenin toptan fiyatı İstanbul’da 1970 yılının beşinci ayında 240 kuruştur. Aynı fasulyenin perakende fiyatı 970 yılı yedinci ayında 503 kuruştur. Üretmen köylü bir yıllık emeği ile fasulyesini toptancıya 150 kuruşa satsa, kendini mutlu sayıyor. Aracılar 350 kuruş kazanıyorlar demektir.
Daha acıklısı: Aynı fasulye yabancı işverenlere 1970 yılının yine yedinci ayında resmen 231,9 kuruşa satılarak ihraç ediliyor. Bu inanılır bir şey mi? Toptancının Mayıs’ta 240 kuruşa toptan sattığı fasulyeyi, ihracatçının yabancı gâvura 231 kuruşa satması olur mu? İhracatçı fasulyeyi toptancıdan alırken 240 kuruş öderse, buna en az yüzde 10 kâr katsa: 264 kuruşa, % 20 kâr katsa: 288 kuruşa müşteri bulamadıkça ihraç etmemesi gerekir.
Oysa bizim babacan ihracatçı 240’a aldığı fasulyeyi gâvura, aldığından 9 kuruş ucuzuna satmış görünüyor. Kilo
(Devamı 3.Sayfada)
İPSD Kongre Raporu: Pahalılık
(Baştarafı 1.sayfada)
başına geçtik 48 kuruşu, 24 kuruşu, 12 kuruş kazanacak yerde, 9 kuruş zarar etmiş görünüyor. İnanılır şey mi? İhracatçılar gibi Türk milleti sırtında milyonlar kazanan kurtlar, Nasreddin Hoca gibi: dostlar alışverişte görsün diye, 12 kuruş kâr edeceğine 9 kuruş zararla iş yaparlar mı? Hepsi iflas ederdi. Oysa hepsi sırça saraylar kurup Kaarunlaşıyorlar.
Bu oyun nedir? Önce Toptancı fiyatından ucuz fasulye: üretmen köylünün nasıl insafsızca soyulduğunu gösterir. O yüzden köylünün maliyetinden düşük fiyatla sattığı ürünü Türkiye halkına 3 kat daha pahalıya tükettirilir. Türkiye halkının 503 kuruşa yediği fasulyeyi gâvur 231 kuruşa satın alır. Damping, tüketmen hayatını ateş pahasına çıkarma yolu ile kodaman tüccarları zengin eder.
Ayrıca aynı kodamanlar 288 kuruşa aldığı fasulyeyi gâvura 231 kuruşa satıp 57 kuruş kiloda zarar etmek görünüşü altında, binbir fatura oyunu ve döviz kaçakçılığı yolu ile Türkiye’nin Dış Ticaret açığını arttırır. Dış ödemeler dengesini bozar. Türk parasının değerini alabildiğine düşürür. Böylece Vatana, Millete ihanet eden bir avuç Parababası Türkiye’nin alınyazısı ile oynar. Ülke politika kumarları ile iflasa düşürülür.
SON
